Dünyada hiç günah işlemeyen insan var mı?

Kutsal Kitap’a baktığımızda açık ve net bir şekilde tüm insanların günah işlediğini ve yeryüzünde yaşayan Adem soyundan günahsız tek bir kişinin bile olmadığını öğretir. Tarihte günahsız olan tek bir kişi yaşamıştı, o da Tanrı Oğlu olan Yeşua Mesih’in (İsa Mesih) kendisiydi.

İnsanın günahlı doğasının herkesi kapsadığını açıkça ifade eden bazı ayetleri aşağıda okuyabilirsiniz.

“Şimdi ne diyelim? Biz Yahudiler öteki uluslardan üstün müyüz? Elbette değiliz. İster Yahudi ister Grek olsun, daha önce herkesi günahın denetiminde olmakla suçladık. Yazılmış olduğu gibi: “Doğru kimse yok, tek kişi bile yok.”

Romalılar 3:9-10

“Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı.”

Romalılar 3:23

“Hepsi saptı, Tümü yozlaştı, İyilik eden yok, Bir kişi bile!”

Mezmurlar 14:3

Yukarıdaki ayetlere ek olarak Yeşua Mesih’in de günahsız doğasını müjde kitaplarında okuduğumuz gibi, Elçi Petrus’un mektubunda da bulabiliriz. 1.Petrus 2:22 – “O günah işlemedi, ağzından hileli söz çıkmadı.”

Peki tüm bu ayetlere rağmen Kutsal Kitap’ın bazı bölümlerinde günahsızmış gibi bahsedilen insanları hangi kategoriye koyacağız? Onlar da günah işledi mi? Bir çok insan bu şekilde bir iddia ile geliyor ve bu konu hakkında sorular yöneltiyor. Örneğin, Yaratılış 7:1 ayetinde “RAB Nuh’a, “Bütün ailenle birlikte gemiye bin” dedi, “Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.” yazıyor. Eyüp 1:1 ayetinde “Ûs ülkesinde Eyüp adında bir adam yaşardı. Kusursuz, doğru bir adamdı. Tanrı’dan korkar, kötülükten kaçınırdı.” diye okuyoruz. Luka birinci bölümde de Zekeriya ve Elizabet için Tanrı’nın gözünde doğru kişilerdi ifadesi kullanılıyor. Bu durumda bir çelişki mi var? Elbette hayır.

Tüm bu ayetler bu kişilerin günahsız olduğunu veya günahsız doğduğunu ifade etmiyorlar. Bu kişiler de tıpkı bizler gibi Adem soyundan gelen ve günahı atalarından miras almış, günahlı bir doğa ile doğmuş ve yaşamış kişilerdi. Bu örneklerde yer alan insanlar Tanrı korkusu olan, Tanrı’nın sözünü dinleyen ve Tanrı’nın gözünde lütuf bulmuş kişilerdi. Bu yüzden Tanrı da onları doğru saymıştı. Tanrı’nın gözünde lütuf bularak doğru kılınmak, günahsız olmak anlamına gelmiyor.

Bununla beraber bilmemiz gereken şeylerden biri de Tanrı’nın gözünde lütuf bulmamız bizim işlerimize veya ne kadar iyi olduğumuza bağlı değil. Zira bu kişiler de günahlıydı ve dolayısıyla Tanrı’nın yasasını tam olarak yerine getirebilecek kapasitede kişiler değildi. Ancak yine de Tanrı’ya olan bağlılıkları ve imanları sayesinde Tanrı’nın gözünde lütuf bulmuş ve doğru kılınmışlardı. Tıpkı bugün Mesih’e iman eden herkesin aklandığı ve doğru kılındığı gibi, bu durum onlar için de geçerli olmuştu.

Bununla ilgili Efesliler bölümündeki şu ayetleri hatırlamak her zaman yararlıdır.

“Bir zamanlar hepimiz böyle insanların arasında, benliğin ve aklın isteklerini yerine getirerek benliğimizin tutkularına göre yaşıyorduk. Doğal olarak ötekiler gibi biz de gazap çocuklarıydık. Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için, suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde, bizi Mesih’le birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfuyla kurtuldunuz. Tanrı bizi Mesih Yeşua’da, Mesih’le birlikte diriltip göksel yerlerde oturttu. Bunu, Mesih Yeşua’da bize gösterdiği iyilikle, lütfunun sonsuz zenginliğini gelecek çağlarda sergilemek için yaptı. İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir.”

Efesliler 2:3-9

“Tanrı’nın lütfunu geçersiz saymış değilim. Çünkü aklanma Yasa aracılığıyla sağlanabilseydi, o zaman Mesih boş yere ölmüş olurdu.”

Galatyalılar 2:21

Dolayısıyla özet olarak şunu söyleyebiliriz. Herkes günah işledi ve herkes Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. Aden soyundan gelen herkes günah işlemektedir ve aralarında günah işlemeyen tek bir kişi bile yok. Ancak Yeşua Mesih’in çarmıhta ödediği bedel sayesinde bugün günahkar olan insan Tanrı’ya yaklaşabiliyor. Çünkü Yeşua Mesih’in günahımızın bedelini ödemesi sayesinde Tanrı’nın lütfuyla, karşılıksız olarak aklandık ve kurtulduk. Bu kurtuluş da yalnızca ve yalnızca iman aracılığıyla gelir.